27 Haziran 2010 Pazar

Madrid

27 Haziran 2010, Madrid'de ilk gün. Sabah 9 otobüsüyle yola çıkmaya karar verdim. Otogara gittiğimde bekleyen insanlar vardı ama bilet satıcısı yoktu. "Comprar billete" diyerek etrafta dolaşmama rağmen pek bir sonuç alamadım. Sonra İngilizce bilen birini buldum ve biletin otobüste satıldığını öğrendim. Madrid'e varış süresi 2 saat 20 dakika çünkü birçok yerde duruyor otobüs. Yaklaşık Sakarya İstanbul veya Edirne İstanbul arası bir mesafe olduğu için bilet 10 euro olacak değil ya diye düşünürken, 9,95 euro olduğunu öğrendim. En azından tahminimde yanılmamıştım. Bir kaç kasabadan yolcu alıp indirdikten sonra Madrid'e giriş yaptık. Madrid otogarında otobüsten inerken şoföre "noche dies Arenas" şeklinde sorarak son otobüsün akşam 10'da olduğunu onaylattım.

Saat 11:20, Madrid beni bekler. Öncelikle GPS'i denedim ve çalıştı. Burada dağlar yüzünden çalışmıyor olabilir. İlk hedef Atocha tren istasyonu. Büyük ve güzel bir yer, hatta içerisinde minik bir orman bile var. Fotoğraflarda görebilirsiniz. Orada, turist bilgilendirme noktasından yürüyüş yollarının haritasını istedim ama öyle bir harita olmadığını sadece harita olduğunu söylediler. Elimde, üzerine iki rota çizilmiş Madrid haritası vardı. O haritanın belki daha günceli vardır diye sormuştum. Rotalardan biri Atocha'dan geçiyordu, bu sebeple rota seçimi zor olmadı. Sonradan fark ettim ki elimdeki harita turistik amaçlı gezen, üstü açık iki katlı otobüslerin rotasıydı. Günlük 17 euro karşılığında istediğiniz kadar binebiliyorsunuz. Yürüyüş için olduğunu düşündüğümden kısa mesafe sanmıştım. Bir günde en azından bir rotayı tamamlarım dedim ve yürümeye devam ettim. Şehirde çok güzel bir park var. En çok beğendiğim yer orası oldu. Eski binaları, güzel yapıları tabi ki seyretmek güzel ama parkta bir iki saat koşmak gibisi olamaz. 3-4 saat aralıksız yürüdükten sonra artık Madrid'te başka bir şey olmadığına karar verdim.

Rotanın büyük kısmını tamamlamıştım. Biraz kafama göre takılmaya karar verdim. Bir günde insan Madrid gibi büyük bir şehri öğrenir mi? Ben öğrendiğimi düşünüyorum. Kaybolmam gibi geliyor çünkü şehir merkezinde her sokaktan az çok bir parça gördüm. Ama bize ne anlatabiliyorsun diye sorarsınız. Hiç. Bir kitabı çok hızlı okumak gibiydi. Bir de insan yalnız olunca pek bir anlamsız oluyormuş. Avrupa'da başka ülkelere gitme şevkim de kırıldı. Saat 16 olmuştu. Sıradaki otobüs 19:30'da olduğu için anlamsızca gezmeye başladım. Sanki o ana kadar hep anlamlı gezmişim gibi. Korsan CD satan zenciler var mesela. Bizim seyyar satıcılardan daha çevik duruyorlar. Doğal seleksiyon sonucu onlar kalmış sadece. Son cümleler çok mu ırkçı oldu? Asıl değinmek istediğim konu, korsan CD sektörü burada hiç yok değil, var ama denetim daha sıkı olduğu için daha çevik ve hızlı kişiler bu sektörde. Ayrıca çalışma izinleri olmadığı için iş bulamıyorlar bu nedenle yasadışı işlere yöneliyorlar diyerek konuyu uzatmak istemiyorum çünkü Türkiye'de de aynı durum söz konusu.

Artık benim için Madrid bitti, belki bir kaç arkadaşla özel bir şeyler için gelirim. 19:30 otobüsüyle geri dönüş yolculuğuna başladım. Bileti önceden gişeden aldığınız için bu sefer numaralı. Sabah hemen şoför arkasına yerleşmiştim ama bu sefer oturduğum yer o kadar dar geldi ki, dakikaları saydım. Arada biraz uyumuşum çünkü yorgunluktan ölüyordum. Eve gelip ne yaptığımı hatırlamıyorum ama otobüsten indiğimde toprağı öpesim gelmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder