1 Ağustos 2010 Pazar

Dolunay

Temmuz’un son haftası başlarken uzun süredir beklediğimiz dolunay da geceleri yüzünü gösterir olmuştu. Bu fırsatı kaçıramazdık. Pazartesi gecesi derede yüzmeye gittik. Etrafı görebiliyorduk ama suyun içini göremiyorduk ve haliyle soğuktu. Her şeye rağmen yüzdük ve yüzdükten sonra soğuğa daha çok alışıyorsunuz.

Tam bir sene önce bu hafta, bu bölgede büyük bir orman yangını olmuş. Söndürme çalışmaları sırasında 2 kişi hayatını kaybetmiş. Çarşamba günü belediye meydanında bir dakika sessizlikle andık ölenleri. Askeri disiplinden uzak bir anma töreniydi. Ne kadar askeri disiplinle eğitildiğini anlıyor insan böyle durumlarda. İster istemez hazır vaziyetine geçmek ve gözleri İspanya bayrağına dikmek kaçınılmaz oluyor. Cuma, iş sonrası yakın bir kasabada piknik yapıp daha sonra yeni derelere gittik. Her biri ayrı güzel doğal havuzlar.

Cumartesi kültür ve sporun buluştuğu bir gün oldu. Sabah Gredos sıradağlarının kuzey tarafına geçip oradan tırmandık. O tarafta bir kasabada Mark Knopfler konseri düzenlenecekmiş. Bilmiyorum deyince şaşırdılar. Düşüncelerine göre tanımak için çok gençmişim. Müzikle ilgilenmediğimi anlatamadım bir türlü. Zirveye doğru devam edelim. Bu sefer güney yamacında yaptığımız gibi yarı yolda vazgeçmedik zirveye kadar devam ettik. Yaklaşık 2300 metre rakıma çıktık.

Eve geldiğimizde Bea’nın Madrid’den arkadaşları geldi. Onlarla birlikte belediye meydanında ki dünya lezzetleri partisine gittik. Türkiye lezzetleri dışında birçok lezzet ve dans ekibi vardı. Benden de bir şeyler yapmamı istediler ama yeterli malzemem yok dedim. Cezve olsa en azından kahve yapardım. Cezve göndermek isteyen varsa özelden ulaşsın. Aynı anda kale içinde de konser vardı ve gruplardan birinde bizim patronun erkek arkadaşı Paco da çalıyordu. Bu nedenle ikinci durağımız kale oldu. Buralarda ünlü bir grup ve şarkılarını beğeniyorum.

Bu arada taşıma suyla siteyi güncelledim. Fotoğraf albümleri ekledim ama içleri boş. Elbet dolacaktır arkadaşım. Taşıma su derken. Evde hala net yok. Kodları evde pişirip, usb bellek ile soğuk servis ediyorum. Pazar günü de haftayı göl kenarı koşusuyla bitirdim. Eğer gün içinde yüzmezsem onun yerine koşmayı düşünüyorum.

Son olarak kendime bir hedef koydum; 2 hafta içerisinde İspanyolca bir şiiri bütünüyle anlayıp, ezberlemeyi düşünüyorum. Öncelikle şiiri bulmak lazım tabi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder