4 Eylül 2021 Cumartesi

Bölüm 10 - Kadın

Sümerbank konfeksiyon fabrikası yıkılıp annem erken emekli olana kadar, her akşam annem işten geldiğinde “Anne ben acıktım.” diye karşılardım. Bütün gün çalıştıktan sonra dört kişiyi doyururdu. Şimdi masabaşı çalışmama rağmen bir midemi doyurmaya üşeniyorum. Emek nedir bilmezdim. Erken emekli olması güzel oldu ama kolay olmadı. Başkente eyleme gittiğini hatırlıyorum annemin. Atatürk tarafından Bakırköy sahilinde kurulan fabrika, yerine üniversite yapılacak söylentileri ile yıkılmıştı ama Bizans döneminden kalıntılar çıkınca bir süre durdurulmuş ve sonrasında ultra lüks dairelerin reklam panoları ile kapatılmıştı. Zamanın belediye başkanının şimdi orada bir dairesi var. Hatta 15 Temmuz’da muhalefet lideri darbe girişimini bu daireden izledi.


O fabrika arazisinden her gün geçip gideceğim Yeşilköy Anadolu Lisesi’ni kazandım. Bir sene hazırlık okuyacaktık ve şu an bütün dünyayı bana açan İngilizce öğretmenimin, ilk isteği orta okulda öğrendiklerimizi unutmamız olacaktı. Bir şeyleri unutmak için önce ne bildiğimi bulmalıydım ve bir deftere 8 yılda öğrendiğim bütün İngilizce kelimeleri yazmaya başladım. Sadece 2 sayfayı doldurabilmiştim.

Yeşilköy’de yıkılan Atatürk Havalimanı’ndan ilk seyahatim Budapeşte’ye oldu. Öğrenci değişim programı Erasmus ile Macaristan’ın küçük bir şehrinden kabul almıştım. Aynı üniversiteden iki kişi gidiyorduk ve inişte bizi, elinde ismimizin yazılı olduğu bir taksi şoförü karşılamıştı. Şehirlerarası taksi yolculuğu sonrası yurt kapımıza varmıştık. Belki de bizim adımıza okula yapılan hibenin tamamını orada harcamıştı danışmanımız. Bir süre yurtta kalsak da sonra eve çıkıp kirayı bölüşerek tasarruf etmek istedik. Danışmanımız bizim için kiralık ev arayıp, hususi arabasıyla emlakçı gibi gezdirdi. Aradığımız fiyat aralığı nedeniyle hiç de hoş olmayan yerlere bebeğiyle beraber gittik. Bizim dönemimiz sona ererken yeni öğrencilere kaldığımız evi göstermeye devam ediyordu. Öğrencilerle bu derece ilgilenen bir rehber hocam olsaydı eğitimim daha farklı olabilirdi.


Avrupa’nın hibelerinden daha da faydalanmak için bu sefer Avrupa Gönüllü Hizmeti ile İspanya’ya gittim. Başka projelerde dil eğitimi adına sadece sözlük verildiğini duymuştuk ama oradaki süpervizörümüz, ülke krizde olmasına rağmen, çalıştığımız belediyenin bir odasında Fransız ev arkadaşımla bana özel İspanyolca dersi ayarlamıştı. Haliyle ilk öğrendiğim cümle ‘Krizdeyiz!’ oldu çünkü belediye başkanı her konuşmasına ‘¡Estamos en crisis!’ diye başlıyordu. O sırada krizde olmayan ülkemin Avrupa hibelerini nerelere harcadığı sorgulanıyordu. Hem ekonomiden sorumlu devlet bakanı hem de dışişleri bakanı olan zatı muhterem, hesap veremediği için gençlerin Avrupa programlarına katılımı sınırlandırılmıştı. Şimdi kendisi gençlere deva olacağını söylüyor.

Bu kadar eğitim ve çalışma sonunda haliyle Avrupa’da çalışmaya devam edecektim ama bir türlü istediğim teklifi alamıyordum. Benim gibi mühendis olan eşim benden hızlı davrandı ve ilk teklifi o aldı. Artık ayrılmış olmamıza rağmen hala bunu gururla anlatırım. Mühendis bir kadın olarak başarılarıyla bana hep yol göstermiştir. Yıllarca havasını soluyup, suyunu içtiğimiz ve eğitildiğimiz vatanımızdan iki mühendis olarak ayrıldık.

Anlattıklarımın ortak noktası hepsinin hayatıma yön veren kadınlar olması. Hep başarılı kadınlar tanıdım. İş hayatında başarısız adam çok fazlayken başarısız kadın göremiyorsunuz çünkü adamlara verilen fırsatların aynısı onlara verilmediği için daha fazla çabalamak zorundalar.

Bakırköy’ün pasajlarından birinden geçerken arkadaşımla yurtdışı planlarını konuşuyoruz. Keşke orada ki yaşam şartları burada olsa da hiç gitmek zorunda olmasam diyorum. Beşiktaş bombalı saldırısı daha yeni olmuş ve ucuz atlatmışız. Burada şansa yaşıyoruz derken bir anda önümüze bir kadın fırlıyor. Peşinden bir adam gelip kadını tokatlamaya başlıyor. Yerden kaldırıp, tekrar vurduğu gibi yere indiriyor. Pasaj kalabalık ama herkes temkinli. Dayak, nasıl evlilik müessesinin kabul edilir bir yanı olduysa önce aile arasına girmeyelim diye vahşet bir süre izleniyor. Neden sonra müdahale ediliyor. Başımıza bir iş açılmasın diye uzaklaşıyoruz ve kadının geldiği yönde bir valiz gözüme ilişiyor. O da gitmek istemiş.

İstanbul sözleşmesi yaşatır!


İspanya'da çalıştığım belediyeki Mor Çatı için hazırladığım bir afiş.
Bir lisenin içine asıldı. "25 Kasım Cinsiyet şiddetine karşı.
Seni boğmalarına izin verme." yazılı bir ters kravat görseli.