14 Ağustos 2021 Cumartesi

Bölüm 6 - Irkçılık - 2

Nerede kalmıştık; yeni dünya keşfedilmiş, yerlileri katledilmiş ve yeni iş gücüne gerek duyulmuştu.

İnsan ticaretinde dünya markası olan Hollanda sahne alır. İlk olarak limanı koruyacak bir şehir kurarlar ve adını kendi krallarının yaşadığı şehir olan Amsterdam’dan alarak “New Amsterdam” koyarlar. Daha sonra taş üstünde taş bırakmayan İngilizler, York şehrinin yenisi anlamında değiştirirler adını ve “New York” yaparlar. New Amsterdam’dan geriye surlarının olduğu yere denk gelen finans merkezi Wall Street (duvar sokak) caddesi kalır.

Hollandalı Doğu Hindistan Şirketi, yeni dünyanın ihtiyacını karşılamak için Afrika’yı öyle bir sömürür ki. Dillerini anlamadıkları yerlilere dil öğretirler ve şu an Güney Afrika’da yaygın olarak kullanılan Afrikaans dili ortaya çıkar. Bu dil Hollanda’da konuşulan Flemenkçe’nin kardeş dili olarak gösterilir. Sonra köle toplama işini yerlilere devrederler. Hem toplamakta yardımcı olsun diye hem de hediye olarak verdikleri silahlar, hala süren iç savaşlara yol açar. Bir de umut olsun diye dinlerini de öğretirler. Balık istifi gidilen okyanus aşırı yolculuklarda bir çoğu telef olan bu insanların seçilme sebebi, ciltlerinde ki pigment sayısının fazlalığıdır. Bende olarak çalıştıkları çiftlikten çıkamazlar. Çıkarlarsa asla gizleyemeyecekleri siyah tenleri onları ele verir.

Dünya’nın diğer tarafında da baharatları için Endonezya'yı işgal eden Hollanda, şimdi kiralık ev ilanlarında utanmadan, doğu yemeklerinin çok koktuğundan şikayet ederek “baharatlı yemek yapanları istemiyoruz” yazabiliyor.

Bir şekilde ev buluyoruz ama şimdi işe gitmek için kullandığım demiryolu firması, toplama kamplarına taşıdığı Yahudiler ve Romanlar için özür yayınlıyor. Ben o trendeyim. Siyah saçlarım trende yanına oturulacak son kişi olmamın nişanesi. Tren yaşadığım şehir olan Amersfoort’da duruyor. Evime mi geldim yoksa beni şehirdeki Nazi toplama kampına mı götürecekler. Yönetimde ki hafif bir rüzgar, yabancılara tanıdıkları vergi avantajı süresini 8 yıldan 5 yıla indiriyorsa, vatandaşlık almak için gereken dil seviyesini yükseltiyorsa öyle değiştirebilir her şeyi. Tabi ki benim yersiz kuşkularım var. Evime doğru yürüyorum. Yerde, kaldırım taşlarında yazılar; bu evden çıkarılmadan önce şu kişi yaşıyordu ve bir daha dönmedi. Anımsa.

Saraybosna’dan Mostar’a gidiyoruz. Hem din hem de ırk savaşında arada kalmış bir köprü. Etrafta mermi ve şarapnel izleri. Taşların üzerinde 1993 yazıyor. Unutma.

Eğer geçmişi unutursan “Hayvan Çiftliği”nden farkı kalmaz yaşadığın yerin ve Martin Luther King der ki “Herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerde adalete yönelik bir tehdittir.”




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder