21 Ağustos 2021 Cumartesi

Bölüm 7 - Döviz

İlk yurtdışı yolculuğumda Macaristan’a gittim. Macaristan henüz avro kullanmaya başlamamış. Gerçi 2003 yılında başlattıkları avroya geçiş planı hala gerçekleşmiş değil. Zeytinburnu’nda bir döviz bürosundan aldığım dolarlar sayesinde kendimi güvende hissediyorum. Daha ilk alışveriş denememizde, bakkalda reddediliyoruz. Adam duvardaki saati işaret ediyor. Bu saatte dolar kabul edemem der gibi bir varsayımda bulunuyoruz. Aç karnımıza öğrenci yurdunda beklerken diğer Erasmus öğrencileriyle karşılaşıyoruz ve bize döner ısmarlıyorlar. Dönerin oradaki adı Yunanca “dönmek” kelimesi olan “gyros” ve ayran kıvamında yoğurt sosuyla servis ediyorlar. Şıpır şıpır ayran damlayan dönerimizi bitirdikten sonra iyi bir uykuyla beraber para birimleri konusunda ilk tecrübemizi sindiriyoruz.

Ertesi gün döviz bürosu bulamıyoruz. Bir tane turizm acentasından Forint alıyoruz. Döviz büroları bizdeki gibi yaygın değil. Kendi paran değer kaybetmiyorsa döviz alayım derdine düşmüyorsun. Bir ülkenin parasının ne kadar hızlı değer değiştirdiğini mağaza vitrinlerinden yada restaurant menülerinden anlayabilirsiniz. Geçici yöntemlerle yazılan fiyatlar hızlı değişimin göstergesidir.

1999’da pesetadan avroya geçme planını gerçekleştirmiş İspanya. Devlet, Avrupa Birliği’nden gelen uyum sağlama teşvikleriyle güçlenmiş, patronlar gelen yabancı yatırımla daha mutlu olmuş ama halk değersizleşen birikimleriyle daha da fakirleşmiş. Sonrası zaten tamamlanmasına rağmen satılamayan uydu kentler ve mortgage krizi. Belki de Macarlar beklemekte haklı.

Japonya’ya varıyorum, bu sefer yanımda biraz Japon yeni var. Otele giriş sırasında tüm ücreti istiyorlar. Normalde ayrılırken ödenir ama en ucuzundan kapsül otel bu. Tamam diyorum yanımda yeterince yen yok, kredi kartından vereyim ama yine bir sorun var. Adam duvardaki saati işaret ediyor. Ben bu anı daha önce yaşamıştım. Şaşkınlığımı farkedince bu sefer asansörü gösteriyor. Asansörün önünde, bozuk olduğuna dair bir tabela var. Asansöre ihtiyacım yok diyorum, zaten bir tek sırt çantam var. Üsteliyor, tabelayı okumamı istiyor. Geçici elektrik kesintisi olduğundan asansör çalışmamaktadır yazıyor. Elektrik olmadığı için POS cihazı da çalışmıyormuş. Saati göstermesi de geçici olduğunu anlatmak içinmiş. Aslında İngilizce konuşuyorduk ama bunları neden doğrudan söylemedi hala anlamış değilim. Bir de 2013’de Tokyo’nun göbeğinde elektrik kesintisi nedir ya. Sonra, haritadan döviz bürosu yeri işaretlemelerine rağmen, bir köprü altında çakmak dolumu yapacak kadar büyüklükte bir dükkanı zar zor buldum. Döndüğümde elektrikler gelmişti. Akılsız başın derdini bir kere daha ayaklar çekmişti.



Hollanda halkının ise parayla ilişkisi meşhurdur. Aslında bizim “Alman Usulü” olarak bildiğimiz; aynı masadaki insanların ayrı ayrı kendi hesabını ödediği sistem. Dünyada “Dutch Treat” olarak geçer yani Hollandalı usulüdür. Masaya gelen hesap, kuruşu kuruşuna bölünür hatta işletmelerde ayrı hesap çıkartmak da yaygındır. Bir şekilde toplu ödeme olduysa, daha sonra hesaplaşmak için “Tikkie” adında bir uygulamaları vardır. Bizde ki uygulamalar para göndermeye odaklanırken onlarda para istemeye odaklanılır. Diyelim ki bir eve doğum günü kutlamasına gittiniz, daha sonra size ödeme talebi gelmesi muhtemeldir. Ev sahibi kutlamadaki tüketiminize göre masraf oluşturabilir.

Para konusunda bu kadar detaya dikkat etmelerine rağmen döviz konusunda acemilerdir. Hollandalı bir arkadaşın Ürdün’e gitmeden önce internetten dinar aldığını biliyorum. Para tabi ki postalanmayacağı için yine döviz bürosuna gidip elden teslim aldı. Bir de buradan yaptığım uçuşlarda iner inmez yerel para birimini satın aldıklarını çok gördüm.

Asla bir havalimanında döviz bozdurmayın. Eğer zorda kalırsanız o gün yetecek kadar cüzi bir miktar alın. Havalimanı kurları her zaman kötüdür. Döviz çevirmek için ATM kullanırsanız da dikkatli olun. Makina, banka kurunu mu yoksa makinanın kendi kurunu mu kullanmak istersiniz diye sorar. Banka kuru da kötüdür ama makinadan iyidir. Tutarı kendiniz belirleyin. Ekranda çıkan önceden tanımlı tutarlar aldatıcı olabilir. En son Prag seyahatimde ATM’de çekilebilecek seçenekler arasında 14000 Çek korunası vardı. Bu orada asgari ücret olan 4500 liraya eşit. Daha fazla tutar çekmek, ATM’ye daha çok kazandıracağı için sizin kurdan dolayı zarar etmeniz veya yüklü para taşıyarak tehlikeye girmeniz kimsenin umrunda değil.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder